105. yılını kutladığımız Çanakkale Zaferi, inanmış bir milletin her zorlukta ve şartta, birlik ve beraberlik ile tüm olumsuzlukların üstesinden gelebileceğini gösteren bir destandır. Ne kadar gururluyuz ki bu destanı yazanlar bizim atalarımızdır.

         Daha birkaç gün önce andığımız milli şairimiz Mehmet Akif "Korkma" diyerek başladığı İstiklal Marşı'mızda da milletimizin tarihten istikbâle inanmışlığı ve adanmışlığında gizli o kudreti hatırlatmış ve Çanakkale Zaferi şehitlerimiz için şu mısraları kaleme almıştır;

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Âsım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

         Çanakkale ruhu; içeride ve dışarıda karşılaşacağımız tüm zorlukları, tehditleri, felaketleri ve zor günleri aynı birlik ve beraberlik içinde aşabileceğimizin en büyük ispatıdır.

         Dün olduğu gibi bugün de şeref ve onurla yazdığımız şanlı tarihe ilelebet sahip çıkacak, kahraman şehitlerimizden devraldığımız mirası, Cumhuriyetin koruyucusu gelecek yeni nesillere emanet edeceğiz. Onları en iyi şekilde yetiştirmek için elimizden gelen çabayı aynı milli duygularla sarfedeceğiz.

         Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü'nde bu toprakları bize mukaddes bir vatan olarak emanet eden tüm şehitlerimizi, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.